Özel Öğretim Kurumları Kanununda Önemli Değişiklik!

Belediyeler, Üniversite(Sürekli Eğitim Merkezleri), Dernek ve Vakıf gibi kurumlar özel öğretim kurumlarının alanlarını ticari fırsat alanı olarak düşünüp tali işlere giremeyecekler.

Ödev Kapaklar? Meb

3 Ekim 2016 tarihinde yayınlanan 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununda yer alan 78. Maddeye EK Madde eklenmiştir. Bu maddeye göre; okullar ve özel öğretim kursları hariç diğer tüm kurumlar, ilköğretim ve ortaöğretime yönelik olarak sınav organizasyonu düzenleyemeyecek. Belediyeler ise Bakanlıkça onaylanan işbirlikleri çerçevesinde örgün eğitim programlarına destek olmak üzere ücretsiz kurslar açabilecek.

Ülkemizde herkes her işi yapar gibi bir yanlış anlayış mevcuttur. Alanında uzman olmayan kişi ve kuruluşların kaliteli hizmet ve ürün üretmesini beklememek gerekir. Kaliteli hizmet veya ürün üretemeyen kişi ve kuruluşlar, başta halk olmak üzere çalışanlarına ve ilgili sektöre ciddi zararlar vermektedir. Aynı zamanda dünya ile rekabet edecek sonuçlar alınmasını sekteye uğratmaktadır. Bu nedenle ülkemizin kalkınması, 2023 hedeflerine ulaşması zorlaşmaktadır.

Ancak bazı güzel adımlar, kanuni düzenlemeler ile de olsa yapılma çabasının olması sevindiricidir. Buna iki örnek olarak; Mesleki Yeterlilik Kurumunun çalışmaları ve Özel Öğretim Kanunundaki aşağıdaki değişiklik gösterilebilir.

Eğitim ve Öğretim bir ülkenin kalkınmasında tartışmasız en önemli konudur. Ülkemizde değişik konularda, kamuya açık eğitim vermeyen kurum neredeyse kalmadı.

Eğitim alan bir kişi, o konuyu bilmediği için eğitim alır. Zaten bilmediği bir konuda karar vermek durumundadır. Hal böyle olunca karar aşamasında çok sayıda yanlış seçenekle karşılaşmakta ve çok büyük oranla da kişi yanlış eğitim kurumunu(!) tercih etmektedir. Aldığı eğitimi bilmediği için de eğitimin işe yarar ya da yaramaz olduğunu eğitim esnasında anlayamaz. Eksik ve yanlış eğitim alarak mesleğini eksik ve yanlış yapmaya başlar veya zaten yetersiz olduğu için işe başlayamaz. Bu durum “gömleğin ilk düğmesi, son düğmesi” sürecinin başını oluşturmaktadır.

Neyse ki bu konuda herkesin her işi yapmaması, herkesin alanında kanuni, yetkin ve etik yapması için küçük ama önemli bir adım atıldı. 5580 Sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununda yer alan 78. Maddeye eklenen ek madde (Ek cümle: 31/10/2016 – KHK-678/34 md.) ile artık, İlgili madde: “Okullar ile özel öğretim kursları hariç olmak üzere başka adlarla da olsa ilköğretim ve ortaöğretim örgün eğitim programlarının aynısı veya bir kısmını uygulayan ya da bu programlara yönelik deneme, seviye tespit sınavı gibi adlarla toplu sınav organizasyonları yapmak üzere faaliyet göstermek için yüz yüze veya uzaktan öğretim yöntemi ile özel öğretim kurumları veya yerler açılamaz, işletilemez, öğretim programları oluşturulamaz. Belediyeler, sivil toplum kuruluşları ile yükseköğretim kurumlarının sürekli eğitim merkezleri gibi birimlerinde de bu faaliyetler yürütülemez. (Ek cümle: 31/10/2016 – KHK-678/34 md.) Belediyeler ise il millî eğitim müdürlükleri ile yapılan ve Bakanlıkça onaylanan ortak işbirliği protokolleri çerçevesinde, örgün eğitim programlarına destek mahiyetinde ücretsiz kurslar açabilir.(1)” şeklindedir.

 

Daha güzel adımların ve uygulamaların ülkemiz ve milletimiz adına faydalı olmasını umut ediyoruz.

İzinsiz Eğitim Öğretim Faaliyetlerine İlişkin Bakanlık Genelgesi

19 Ocak 2017 tarih ve 2017/4 sayılı Milli Eğitim Bakanlığınca illere gönderilen Genelge’yle eğitim merkezi, eğitim danışmanlığı, kariyer rehberliği, eğitim koçluğu, ödev merkezi, eğitim rehberliği adı altında veya herhangi bir ad belirtmeden faaliyet yürütenlerin tespit edilmesi halinde para cezası verileceği ve kapatılacağı duyuruldu.

Söz konusu Genelgede Valiliklerce, izleme ve koordinasyon komisyonlarının çalışmalarına devam edeceği belirtilerek, “Eğitim merkezi, eğitim danışmanlığı, kariyer rehberliği, eğitim koçluğu, ödev merkezi, eğitim rehberliği gibi adlar altında veya herhangi bir ad belirtilmeden bakanlığımız uhdesinde bulunan faaliyetlerin yürütüldüğünün tespit edilmesi halinde Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun 3’üncü maddesine istinaden, Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nin 5’inci maddesinin 4’üncü fıkrası ve 67/A maddesinde yapılan düzenlemeler gereğince bu yerleri kuran veya işletenlere para cezası verilecek, böyle yerlerin bu faaliyetleri yürütmelerine hiçbir şekilde müsaade edilmeyecektir.” uyarısında bulunuldu.

19 Ocak 2017 tarih ve 2017/4 sayılı Genelge

“İzinsiz Eğitim Faaliyetlerine Denetim” Haber

Çeşitli Kursların Sorunları

Konu 1: Çeşitli kurslarda (2/3) asil görevli eğitimci bulundurma zorunluluğu kaldırılmalıdır.
Gerekçe: Örgün Eğitim Kurumlarında (özellikle okullarda) olması gerektiğine inandığımız kurumlarda (2/3) asil görevli eğitimci bulundurma zorunluluğu çeşitli kursların yapısı gereği yüksek bir standarttır. Çeşitli kursların pek çoğu yılın sadece bazı aylarında kursiyer kaydı yapabilen, bazen sadece yılın bir kaç ayı eğitim yapabilen, aylarca eğitim yapmadan boş kalan kurumlarımız mevcuttur. Böyle bir zorunluluğun bulunması kurumlar için ağır yükler oluşturmaktadır. Bu nedenle kurumlarda (2/3) asil görevli eğitimci bulundurma zorunluluğu “Çeşitli kurslardan” kaldırılması için gerekli mevzuat düzenlemesinin yapılması gerekmektedir.

Konu 2: Uzaktan öğretim kurs programlarının çeşitli kurslarda kullanılabilmesine ve ayrıca mevcut programların da ihtiyaca göre bazı bölümlerinin internet veya uzaktan öğretim ile de yapılmasına izin verilmelidir. (Sorun KIsmen Çözüldü)
Gerekçe: Günümüz koşullarında eğitim öğretimde internet ve uzaktan öğretimden yararlanmak bir zorunluluk olmuştur. İnternet ve uzaktan öğretim imkanından çeşitli kursların da faydalanması gerekmektedir. Bunun için yeterli kriterleri yerine getiren çeşitli kursların internet tabanlı veya uzaktan öğretim programını uygulayabilmesi bir ihtiyaçtır. Nasıl ki daha önce (HBÖGM) modül programlarının kurslarda kullanımına genel müdürlüğün onayı ile izin verilmişti, benzer uygulamanın bu programlarda da yapılmasını beklemekteyiz.

Konu 3: Müfredat programlarında eğitime katılacak kursiyer eğitim seviyesi (bazı programlar hariç) ilkokul seviyesine düşürülmelidir.
Gerekçe: Şu anda kurumlarımızda uygulanmakta olan aynı içerik ve isimde olan iki farklı kuruma ait olan programlardan biri olan HBÖGM modül programında okur yazar olmak yeterliyken, TTK onaylı programda ise lise mezuniyet şartı gibi bir yeterlilik istenmektedir.
Bu nedenle kurumlarımızda uygulanan programlardaki kursiyerin eğitim seviyeleri, Hayat Boyu Öğretim Genel Müdürlüğü modül seviyelerine göre düzenlenmeli, genel olarak da ilkokul eğitim seviyesi kabul edilmelidir.

Konu 4: Müfredat programlarının süreleri çok uzun olan programların süreleri kısaltılmalı ve/veya bu programlarda kursiyerler seviye tespit sınavı ile alınabilmelidir. Daha önce alınmış bir yeterlilik oranına göre kursiyerin alacağı eğitim süresi ¼ oranına kadar düşülmelidir.
Gerekçe: Bazı eğitim programlarının eğitim süreleri çok uzun olduğu için uygulamada sorunlar yaşanmaktadır. Programlara meslek lisesi, meslek yüksekokulu, üniversite öğrenci veya mezunları eksikliklerini gidermek veya kendilerini yenilemek amacıyla katılabilmekte ancak; bu programlar içerik olarak tercih edilen program olmasına rağmen seviye uzunluğundan dolayı kursiyerler tarafından tercih edilememektedir. Bu nedenle programlar işlevsel hale getirilmelidir.
Bilgisayar ve yabancı dil programlarında olduğu gibi önceden bilgi edinmiş kursiyer seviye sınavı sonucuna göre eğitime alınabilmelidir. Bu şekilde eğitim programların süreleri dörtte bir oranına kadar kısaltılabilmesine imkan verilecek düzenlenmenin yapılması gerekmektedir.

Konu 5: Çeşitli kurslarda verilen belgelerin kalitesinin artırılması amacıyla kurs bitirme sınavları çeşitli kurslar ve HBÖGM kurumlarının (İşkur ve belediye kursları dahil) açmış olduğu kurslar ile birlikte ve merkezi olarak yapılmadır.
Gerekçe: Milli Eğitim Bakanlığına bağlı resmi ve özel bütün kurslarının Milli Eğitim Müdürlüklerince ortaklaşa (TEOG sınavı gibi) yapılmaması, kurslarca verilen eğitimlerin kalitesinde ve sınavların ciddiyetinde kuşku uyandırmaktadır. Bu nedenle ortak soru bankası ile kurs bitirme sınavlarının ortak yapılması gerekmektedir. Ancak sadece çeşitli kursları kapsayacak bir merkezi sınav kursiyerlerin HBÖGM veya diğer kolay belgelendirilme yapan kurumlara yönlendirilmesine neden olacağı için yapılacak ortak sınavlar kesinlikle tüm kurumları kapsamalı ve az iki ayda bir yapılmalıdır.

Konu 6: Bilgisayar eğitimi yapan kurslara teorik derslik olmamalı, uygulama dersliği kontenjan belirlemede kullanılan 6 m3/kişi kriteri düşürülmelidir.
Gerekçe: Bilgisayar Kurs Grubunda Teorik derslik zorunlu olmamalı, isteğe bağlı kullanılmalıdır. Uygulama dersliği yeterli olmalıdır. Çünkü bilgisayar eğitimlerinde hem teorik hem de uygulama dersliği ihtiyacı artık kalmamıştır Eğitimde kullanılmayan atıl bir derslik olan teorik derslik kaynak israfıdır, uygulama dersliği yeterlidir.
Uygulama dersliğinin kontenjanını belirlemede kullanılan 6 m3/kişi hesabı yüksek bir kriterdir. Çünkü günümüz bilgisayarları eksi yıllardaki gibi değil, boyutları ciddi oranlarda küçülmüş, digital ekran ya da dizüstü bilgisayarlar ile eğitim verilmektedir. Bu nedenle uygulama dersliklerine teorik dersliklerin kontenjan hesabındakine benzer (3,5 -4,5 m3 gibi ) bir hesapla kontenjan verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

Konu 7: Bir uygulama dersliği için yalnızca beş program izni sınırı olmamalıdır. ( Sorun Çözüldü)
Gerekçe: Bir uygulama dersliği için yalnızca beş program izni getirilmesi kursların farklı program açmasını ve kendisini yenilemesini kısıtlamaktadır. Kurumlar her izin aldıkları programda düzenli periyotlarla grup açmaları söz konusu olmamakta, bazen ihtiyaç olduğunda grup açabilmektedirler. Bu nedenle yönetmelikteki bu sınırlama kaldırılmalıdır.

Konu 8: Kurumlara uygulanan cezalar makul ölçülere çekilmeli, özel öğretim kurumlarında kurum türüne göre cezalar farklı kategoride değerlendirilmelidir.
Gerekçe: Kurumlara verilen cezalar çok yüksek seviyededir. Para cezaları mali açıdan büyük kurumlar olan okullar gibi kurumlar için çok önemli olmasa da çeşitli kurslar için bu cezalar çok yüksek cezalardır. Cirosu 5-10-50 milyon TL olan kurumlar ile cirosu 20-30 bin TL olan kurumların aynı miktarda ceza olmamalıdır.

Konu 9: Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nin 7.maddesinde kurum adıyla ilgili düzenlemede bir değişiklik yapılmalıdır.
Gerekçe: Şu anda Yönetmeliği’nin 7.maddesinde; “ Kurumlar; tabela, reklam, ilan ve her türlü iş ve işlemlerinde sadece kurum açma izni ile işyeri açma ve çalışma ruhsatında yer alan kurum adını kullanır.” ifadesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini önermekteyiz.

“Kurumlar; tüm resmi yazışmalarında tabela, reklam, ilan ve her türlü iş ve işlemlerinde kurum açma izni ile işyeri açma ve çalışma ruhsatında kurum ve şirket adını da kullanır.”

İlgili doküman için tıklayın.